| Ana Sayfa |     | Anadolu'da Çorap |     | Çorap Hakkında Herşey |
çakmak çulluk burnu minare boynuz koyun gözü

 

figur

 

 


Sadece el örgüsü çorapların giyildiği devirde, Türk çorapları, üzerlerinde harikulade güzel örgü nakışları taşımışlardır.

Bu nakışların şekilleri ve de kullanılan renklerin cazip ahengi, örgüsü ne kadar kaba olsa da, o çoraplar için tereddütsüz sanat eseridir hükmünü verdirtir.

El örgüsü yün çoraplarımızın düz renklileri umumiyetle beyaz yahut siyah veya deve tüyü ve koyu kahverengidir. Renkli ve nakışlı çorapların nakış motiflerinin, memleketimizin her tarafında ayrı ayrı isimleri vardır. Mesela; Çakmak, Çulluk burnu, Çenber, Çarkıfelek, Ceylan, Ejderha, Elifbe, Eliböğründe, Kazayağı, Bülbül gözü, Koyun gözü, Koç boynuzu, Horoz ibiği, Deveboynu, Gönül çengeli, Kız nazı, Pençe, Perçem, Muska, Minare, Selvi... gibi yüzlerce isim vardır.

Çoraplar bu motiflerden biri veya birkaçı seçilerek örülmüştür; seçme de gelişigüzel olmamıştır. Motifler çorabı giyecek kimsenin durumuna, yaşına hatta ahvali ruhiyesine göre alınmıştır. Kadının, erkeğin, çocuğun, ihtiyarın, gelinlik kızın, ergen oğlanın çorapları ayrı ayrı motiflerle örülmüştür.

Mesela akıtmalı denilen bir çorap, beyaz zemin üzerinde topuktan başlayarak konç üstünde helezoni, kıvrıla kıvrıla yükselen paralel çizgiler, renklerine ve sayısına göre bir mana taşımıştır, her çizgi bir evladın işareti olmuştur. Kara çizgi oğlan ise pembe çizgi kız olmuştur. Başka bir köye gelin giden kız için , pembe çizgiye ayrıca ince bir siyah iplik sarılmıştır.

El örgüsü yün çoraplarımız, zengin motifleri ve edebiyatı ile başlı başına bir inceleme konusudur.

Gülistan (Gül Bahçesi) adını taşıyan beyaz zemin üzerine al ve kara nakışlı gayet kaba örülmüş bir deveci çorabı aslında emsalsiz güzellikteki nakışları ile prens ayağına layıkdır.

Kalender meşrep şairler güzel gençlerin şanında yazdıkları manzumelerde, onları külahlarından perçemlerinden papucuna, topuğuna kadar tasvir ederken türlü türlü nakışlı çoraplarını da unutmamışlardır;

Dağlıdır civanım Ilgaz levendi
Kadrini bilmeyen sâdece kendi
Çiçekli çorapla reftârı bir hoş
Pa bürehne görsen olursun serhoş

Kırma akıtmalı çorab içinde
Kesme billur güzelimde ayaklar

Şu geçen şahbaza bak
Güzeller şâhı elhak
Yeni gelmiş dediler
Helvacılara çırak
Kazdağlı ya Ilgazlı
Saçı görmemiş tarak
Kılık kıyafetini
Tasvirden vaz geç bırak
Çorabında toplanmış
Cümle süsle tumturak
Koncunun ilk dizisi
Al üstünde ak çakmak
Kırma akıtma penbe
Selvi yeşil zemin ak
Koçboynuzu karadır
Mor sünbül saçak saçak
Müşekkel ayaklara.
Lâyık çorabtır elhak
Nakışlardan nakış al
Çorabda işmara bak
Bûsegâhı uşşâkdır
Diyor sardığım ayak

Kaynak: Reşat Ekrem KOÇU

anadolu

eliböğründe pençe yartabanı  bülbül gözü  arı